yine tasindim, o halde yeni bir blog yazisi yazmamam icin hicbir sebep yok. bildiginiz uzere, ben her tasindigimda, her lokasyon degisikliginde ve benzeri aktiviteleri takiben bir blog yazisi yazarim. tebdil-i mekanin cogumuza ferahlik, bana ise buna ek olarak ilham verdigi dogrudur.
with love from cihangir. bu aralar da herkes burada.
simdi soyle: bir evden ciktim (bye bye mashattan, hoscakal rezidans hayati, gule gule under construction koridorlar) ama teknik olarak baska bir yere tasinmadim. bu da beni resmi olarak haymatlos (alm. heimatlos -hala bu sozcukten bihaber kisiler var. 2011'in istanbul'unda!) yapar. en son oxford'da trinity'nin misafir odasinda kalirken bu kadar yersiz yurtsuzdum; bana ne zaman ve hangi odanin verilecegi belli degildi, pazartesi ve cumalari misafir odasinin (dairesinin) salonu ayni zamanda kolej doktorunun bekleme salonuydu ve turlu gripli insan sabahlari ben uyanmadan salonda beklesmeye baslamis oluyordu. tabii, dusununce, simdikine oranla cok daha rahatsiz edici bir duzen. rahatsiz edici demisken, duzenim (or lack thereof) rahatsiz edici falan da degil. sadece turistik. ama ben hep boylesini istememis miydim? biraksalar otelde yasarim diyen, yaptigi is soruldugunda turistim diye cevap veren bir insan bundan rahatsiz olur mu? olmaz. ben de olmuyorum zaten. sadece tasindigimi ama aslinda tasinmadigimi anlattigim bir blog yazisiyla gelenegi devam ettirmek zorundaydim.