bunalima girip sac kestirmenin, boyatmanin, alisveris yapmanin teknolojik bir karsiligi oldugunu dusundum bugun. o da herhalde desktop duzenlemek, arkaplan degistirmek, yetmemesi, bir suru dosya silmek, sonra dosyalari yeniden duzenlemek, duzenlerken birkac tane daha silmek, kalanlari bastan duzenlemek... sonra bir bakmissin 13.3 inch'lik bir ekranin onunde butun bir gun gecmis. uc dakikada bir obsesif bir sekilde e-mail kontrol etmeyi, bir kosu twitter'a, oradan rss feed'lere bakmayi saymiyorum bile. eskiden telesekretere mesaj geldi mi diye kontrol ettigimiz bir donem vardi -ya da benim yoktu pek, o kadar eskiye gitsem gitsem o siralar amiga oynuyordum. simdi hepimiz alabildigine connected'iz -nokia'nin ruyasi gercek oldu- kim mesajini okumus olmasina ragmen cevap vermeye tenezzul etmemis sak diye goruyorsun mesela. bir zamanlar, turlu aplikasyonlari gectim, sms read receipt'lerin bile olmadigi gunlerde herhalde daha naif bir dunyamiz, daha rahat kafalarimiz vardi.
aklima "azicik asim, kaygisiz basim" atasozunun gelmesiyle, bir an iphone'u emekliye ayirip annemin kenara attigi, kullanim alani telefonla konusmaya ve sms gondermeyle sinirli nokia'sina coksem mi diye dusundum. sonra hemen her seyin fotografini cekip belgeledigim gercegi aklima geldi. bir instagram, bir hipstamatic ve leme ugruna kafa rahatligindan feragat ettim. hem smart phone'larimiz olmasa metroda halimiz nice olur?
aklima "azicik asim, kaygisiz basim" atasozunun gelmesiyle, bir an iphone'u emekliye ayirip annemin kenara attigi, kullanim alani telefonla konusmaya ve sms gondermeyle sinirli nokia'sina coksem mi diye dusundum. sonra hemen her seyin fotografini cekip belgeledigim gercegi aklima geldi. bir instagram, bir hipstamatic ve leme ugruna kafa rahatligindan feragat ettim. hem smart phone'larimiz olmasa metroda halimiz nice olur?
No comments:
Post a Comment